Nehirlerin, akarsuların ve bunların ilerlediği vadilerin etrafında konumlanmış olan Toronto Kanada'nın en büyük şehri ve ekonomi merkezidir.  Şehrin şaşırtıcı yer yüzü şekilleri ile bileşen Ontario gölünün ışıltılı sularının ortaya çıkardığı heyecan verici manzara Toronto sakinleri için sürekli bir ilham kaynağıdır.

Gösteri sanatlarına sıkı sıkıya bağlı şehir, elliden fazla bale ve dans kuruluşu, altı opera kuruluşu, iki senfoni orkestrası ve pek çok tiyatroya ev sahipliği yapmaktadır.  Şehirde aynı zamanda çok canlı bir yerel ve yabancı film sektörü bulunmaktadır ve Toronto'nun uluslararası filme festivaline tüm dünyada itibar edilmektedir.

Toronto'nun her yerinde bulunan yaya bölgeleri burayı erişilebilir ve çekici bir şehir yapmaktadır.   Distillery District belki de bunlar arasında en ünlü olanıdır; çok sayıda Victoria döneminin mirasını barındıran restoran ve dükkan ile Kuzey Amerika'nın en geniş bu türde bina sayısına sahip bir yeridir.

Sadece yürüyerek keşfetmesi zevkli bir şehir olmakla kalmaz, araba sahibi olmayı gönül rahatlığı ile tamamen gözden çıkarabileceğiniz bir kaç Kuzey Amerika şehrinden birisidir.  Şehir Kuzey Amerika'nın üçüncü büyük toplu taşıma sistemine ev sahipliği yapmaktadır.  Gelişime açık bir şehir olarak Toronto'nun konumunu pekiştiren bir başka nokta da, karbon ayak izini düşürmek ve havayı temizlemek için yeni kullanılmaya başlanan hibrid elektrikli otobüsleridir.

İş odaklı, cesur biçimde yaratıcı ve parti yapmada iddialı Toronto aynı zamanda, Kuzey Amerika'nın en büyük sokak partilerine, Scotiabank Caribbean Karnavalına ve dünyanın en büyük LGBT onur yürüyüşlerine ev sahipliği yapar.

Toronto'nun sıkı çalış sıkı eğlen felsefesi bir anda büyüleyici bir anda huzur dolu ortamıyla da desteklenmektedir, ki bu da Toronto'yu yakalanması güç iş ve yaşam dengesini kolayca yakalayabileceğiniz ender şehirlerden biri yapar.